Bu yazıda ele alacağım konuda size film, dizi ya da belgesel fikirlerinin ortaya çıkış süreçlerinden ve bu süreçlerin psikolojisinden bahsetmek istiyorum. Aslında bahsetmek istediklerim sadece bu ürünler ya da benzerleri için değil hayatın tamamını kapsayan üretimlere de bir dokunuş olacak. Bir şeyler üretmek istediğinizde bu çoğu zaman bir film, dizi ya da belgesel değildir. İnsanlar her zaman bir şeyler üretmek ya da icat etmek isterler. Filmler, diziler ya da belgeseller sadece bizim alanımız için geçerli olan ürünlerden bazıları.
Üretim kelimesi Türk Dil Kurumu’na göre “Topraktan, hayvanlardan, bitkilerden vb. ürün sağlama, mal ve hizmet olarak yeni şeyler ortaya koyma, üretme işi.” anlamına geliyor. Bu yazıda anlatmak istediklerim için bu sözlük tanımı çok yavan kaldığı için şimdi kısaca üretim kelimesinin benim için anlamını açıklamalıyım. "Üretim, tüm canlıların ihtiyaçları doğrultusunda hammadde ve buna uygun alet edevatı kullanarak yeni bir ürün ortaya çıkarma süreci". Bu açıklamanın benim için en kolay betimlenme şekli ise şu; karnımız acıktığında bulunduğumuz yerin yakınlarında bir fırın yoksa, ekmek yapmak için gereken hammaddeler olan su, un, biraz tuz ve şeker ile mayayı bir araya getirerek elde ettiğimiz hamuru bir kaba yerleştirdikten sonra ihtiyacımız olan odunu da gerekirse ormandan toplayarak pişirmek için gerekli ateşi yakar ve ekmeğimizi elde ederiz. Tüm bu sürecin sonunda ise karnımızı doyurur ve mutlu oluruz. Aklınıza gelebilecek icatların ve ürünlerin hemen hemen hepsinin ortaya çıkışı aslında tamamen bunun gibi basit ihtiyaçlar ışığında olmuştur. Şimdi tüm bunlardan uzaklaşarak kendi gerçekliğimdeki üretim noktasına dönelim.
Üniversite yıllarımdan sonra ne zaman bir şey üretmek istesem ve aklıma bir fikir gelmese, eğitim hayatım boyunca hocalarımın defalarca tekrarladığı şu cümle aklıma geldi “Bir derdin olmalı.” Eğer bir derdiniz varsa ortaya kaliteli ve ihtiyaca hizmet eden bir ürün koyabilirsiniz. Eğer bir derdiniz varsa iyi bir belgesel çekebilirsiniz. Yaptıkları işi sadece para kazanmak için yapan insanlar ile bunu gerçekten yapmak istedikleri için yapan insanlar arasındaki en büyük fark da burada ortaya çıkar. Bir derdiniz olmadığı sürece şu an piyasada olan ve hiç bir şey anlatmayan birçok belgeselin, dizinin ya da filmin aynısını çekebilirsiniz. Ancak eğer gerçekten bir derdiniz varsa ve siz bunu anlatmak için kelimeleri yetersiz buluyorsanız, bunu tüm dünyaya göstermek istiyorsanız işte o zaman işe koyulduğunuzda piyasada var olan birçok ürünün kalite olarak çok üzerinde bir ürün ortaya çıkarabilirsiniz.
Farklı sanat dallarını deneyebilirsiniz. Yazının en başında da söylediğim gibi burada sadece belgesel, dizi ya da film kelimelerini kullanıyor olmamın tek nedeni bunların benim alanımdaki ürünlerden bazıları olması.
Bir şeyler üretmek istediğinizde sadece oturun ve ciddi anlamda düşünün. Kendinize şu soruyu sorun, “Benim bu dünyadaki derdim ne?” Bu soruyu sorduktan sonra aklınıza ilk gelen seçenek muhtemelen doğru olandır. Eğer bu derdin üzerine yoğunlaşıp onu nasıl insanlara anlatacağınızı bulabilirseniz tüm bu zorlu süreçlerin sonunda ortaya muhteşem ve eşsiz bir ürün çıkacaktır.
Üretim süreçlerinin en zor aşaması fikir kısmıdır. Eğer elinizdeki konu size çok uzaksa onu anlatmanız zorlaşacaktır. Ancak sevdiğiniz ve size gerçekten yakın bir konuyu fikir olarak ele alırsanız ve onun üzerine daha fazla araştırma yaparak bir proje dosyası hazırlamaya başlarsanız, bu sizin için dünyanın en kolay işi haline dönüşecektir.
Peki soruyorum şimdi size, “Sizin derdiniz ne?”
Comments