Merve Açıkgöz projenin kamera arkası içeriğini planlayıp çekiyor. Doğa, belgesel ve hayata dair düşündüklerini Merve'nin ağzından öğrenelim...
Doğanın bana hissettirdikleri
Doğa’yı düşündüğümde aklıma hep şu ünlü dizesi gelir Nazım Hikmet Ran’ın: “Yaşamak! Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim.” Doğada olmak bir o kadar özgür olmakken aslında kuralları olan ve yaşamak için bu kurallara uyman gereken yerde olmaktır. Ona zarar vermezseniz sizi korur ve kollar, ona zarar vermeye kalkışırsanız da sizi yerle bir edebilecek güce sahiptir doğa. Tüm bu gerçekleriyle doğada olmak benim için insan olmaktır. Tüm hissettikleri ve kökleriyle bu gezegene bağlı olan bir insan olmak en büyük hayalim ve bu gerçeklikleri sadece doğada bulabilirim, şehirlerdeki kocaman beton yığınlarının içinde değil.
Kamp ve en sevdiğim mevsim
Kamp yapmayı en çok sevdiğim dönem bahar ayları. İlkbahar ve sonbahar arasındaki döngü ve doğanın canlılığının en büyük kanıtları ile karşılaşmak beni orada doğaya bir adım daha yaklaştırır. Doğanın kendini yenilediği anlar en büyüleyici zamanlarıdır. Bir çiçeğin tomurcuğundan çıkışı ya da bir ağacın yapraklarını döküşü izlenmeye ve onlara teşekkür etmeye en uygun zamanlardır. Kamp yapmayı en çok sevdiğim ortam ise iğne yapraklı çam ağaçlarıyla etrafı çevrilmiş bir boşluk. Burada kendinizi tüm dünyanın dışında bir evrende gibi hissedebilirsiniz. Bir de o ağaçların arasından geçen bir akarsu olduğunda ve sabahları uyanıp yüzünüzü o akarsudan akan su ile yıkadığınızda o ortamda mutlu ve huzurlu olmaktan başka seçeneğiniz yoktur.
Doğadayken korkuyor musun diye soran çok oluyor
Kesinlikle HAYIR, korkmuyorum! İnsan kalabalıklarından uzak olan yerler her zaman en güvenli yerlerdir. Daha önce de söylediğim gibi eğer siz doğanın kuralarına uyar ve ona saygı duyarsanız o size asla zarar vermez. Doğa ile ya da doğada yaşayan yaban hayvanlarıyla ilgili insanlar çok yanlış bilgilere sahip ve aslında birçok yırtıcı hayvan aslında sizin davranışlarınız yüzünden size saldırmaya kalkışabilir. Onların karşısında sakince durur ve onlara zarar vermeyeceğinizi hissettirirseniz sadece sizin yanınızdan geçip giderler, genelde de siz farkına bile varmadan sizden kaçarlar. Tek yapmanız gereken şey onun bölgesine ve yaşam alanına saygı duymaktır.
Evcil hayvanlar da dahil tüm canlıları çok seviyorum
En sevdiğin hayvan sorusu cevabına karar verilmesi en güç sorulardan birisi. Her hayvanın farklı karakter ve kişilik özellikleri var. Hepsi farklı yeteneklerle donatılmış ve bir insanın yıllarca eğitim aldıktan sonra yapabileceği birçok beceriye doğduktan birkaç saat sonra sahip olabiliyorlar. Bu konuda verebileceğim tek cevap kedigiller ailesine zekâları ve keyiflerine düşkünlüklerinden dolayı çok saygı duyuyorum.
Belgeselle geçen bir ömür hayal ediyorum
Gelecek için belgeselle ilgili planlarım ve hedeflerim hikâyelerin peşinden koşmaya devam etmek. Medya sektörüne olan ilgim habercilik noktasında başlamıştı ve bu görüntünün dilini keşfettikten sonra belgesele evirildi. Belgesel ile bir arşiv oluşturmak beni en çok heyecanlandıran şey. İnsanlığın tüm hikâyelerini geleceğe aktarabilmek ve keşfedilmemiş bir hikâyenin kalmamasını istiyorum. Toplumsal gerçeklerin gelecekteki nesiller tarafından bugün bizim yaptığımız ve yapacağımız belgesellerden öğrenilmesi ve nereden nereye gelmiş olduklarını öğrenebilecekleri kaynaklar sunmak en büyük hayalim.
Gezegenin geleceği beni kaygılandırıyor
Dünyanın geleceği eğer bir süre daha hiçbir şey yapmadan bu şekilde gidersek hiç parlak görünmüyor. Bugünler için konuştuğumuzda belki bir şeyleri düzeltmek ya da en azından verdiğimiz kadar zarardan daha fazlasını vermemek için bir şansımız olabilir. Ancak bundan beş yıl sonrasına gittiğimizde insanlar hala yaptıklarından ders almamış ve aynı şekilde yaşamaya devam ediyor olursa dünyanın geleceğiyle ilgili umutlu hayaller kurmak imkânsız hale gelebilir. Belgeseller bu aşamada özellikle hedef kitle olarak çocuklar ele alındığında büyük bir katkı sağlayacaktır. Günümüz çocukları bizim çocukluklarımızdan daha farklı ve ailelerini kontrol ederek onlara yön vermeyi öğreniyorlar. Eğer çocuklara geleceklerinin tehlikede olduğunu öğretirsek onlar bu dünyayı kurtarabilecek tek umuttur.
Doğayı seviyorum ama insan hikayelerinden de çok etkileniyorum
İnsan hikâyesi anlatmak belgesel için belki en zor ama en keyifli alandır. Karşınızda kurmaca filmlerdeki gibi kontrol edebileceğiniz bir karakter yoktur ancak o karakter ile kurduğunuz bağlar size kendisini daha çok açmasını sağlayacaktır ve bu oldukça samimi bir hikâye anlatımı sağlayacaktır. Bir insanın yüreğinin derinliklerine ne kadar fazla ulaşabilirseniz bulabileceğiniz cevher o denli büyüyecektir. İnsan hikâyeleri bizim gerçeklerimiz ve duymaya en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerdir.
Ekip arkadaşlarım da dahil birçok insan otostop sevgimi anlamıyor. Halbuki "neden otostop?" sorusunun çok cevabı var.
Öncelikle bedava olduğu için. Bu cevap çok büyük etmenlerden birisi olsa da asıl neden otostopun insanları tanımak için en güzel yöntemlerden birisi olmasıdır. Yola çıkmak ve yolda olmak dünya üzerindeki en güzel hislerden birisidir ve yaşadığınız bu yolculuk sürprizler ile dolu olursa size bambaşka fırsatlar sunar. Parmağınızı kaldırdığınızda sizi arabasına alan insanın anlatacak hikayeleri vardır ve bunu hiç tanımadığı bir insana anlatmak ister çünkü tanımadığınız insanlar sizi yargılamaz. Sizinle paylaştığı tek şey o yolculuk değil yüreğinin en derinlerinden gelen hikâyelerdir. İnsanları tanımayı ve hikayelerini dinlemeyi seviyorum ve bunlara ulaşabildiğim en güzel araçlardan birisi otostop olduğu için vaktim olduğunda otostop ile seyahat etmeyi tercih ediyorum. Hayat kumbarasında biriktirilmesi gereken en önemli şey insanlar.
Comments